2 Ağustos 2013 Cuma

"TANDEM - Cultural Managers Exchange Turkey - European Union" of the term 2013-2014!


Fırat Bingöl (SKYGD, Diyarbakır / Istanbul) & Ahmet Sinoplu (jfc Medienzentrum, Cologne – Germany)

We are pleased to announce the participants of the second round of "TANDEM - Cultural Managers Exchange Turkey - European Union" of the term 2013-2014! 

27 Mayıs 2013 Pazartesi

22 Şubat 2013 Cuma

“VADİM O KADAR YEŞİLDİ Kİ !.. İLK ÖRNEKLERİNDEN GÜNÜMÜZE MANZARA”






Küratör : ERKAN DOĞANAY

SÜLEYMAN SEYYİT * HALİL PAŞA * AHMET MÜNİP *  CELAL ESAT ARSEVEN * SAMİ YETİK * NAZMİ ZİYA * İBRAHİM ÇALLI * HİKMET ONAT * AVNİ LİFİJ * HOCA ALİ RIZA * NAMIK İSMAİL * VECİH BEREKETOĞLU * HAYRİ ÇİZEL * CEVAT DERELİ * EŞREF ÜREN * ŞEREF AKDİK * İBRAHİM SAFİ * CEMAL TOLLU * HAMİT GÖRELE * ŞEFİK BURSALI * SAMİ LİM * HALE ASAF * ABİDİN DİNO * FERRUH BAŞAĞA * TURGUT ATALAY * NURİ İYEM *  HAŞMET AKAL * AHMET YAKUPOĞLU * NEJAD MELİH DEVRİM * ZEKİ KIRAL * ARA GÜLER * DEVRİM ERBİL * MUHSİN KUT * BALKAN NACİ İSLİMYELİ * EKREM KAHRAMAN * ORHAN PAMUK * AYDIN AYAN * MAHMUT CELAYİR *  SELAHATTİN YILDIRIM * ŞİNASİ GÜNEŞ*MUSTAFA ORKUN MÜFTÜOĞLU *  OZAN KUTSAL *COŞKUN SAMİ * ZEYNEP BİNGÖL ÇİFTÇİ * ŞEVKET SÖNMEZ * SERKAN YÜKSEL* BURCU PERÇİN * HALİL İLDENİZ * DENİZ GÖKDUMAN * DENİZ BAYAV * AYŞEGÜL KALKAN * SUNA TÜFEKÇİBAŞI * DENİZ AKTAŞ * EVREN GÖKKAYA * FIRAT BİNGÖL * DİLEK ÖZTÜRK * BUĞRA EROL

Manzara, her bir sanatçı için aynı açıdan bakılsa dahi birbirinden kopuk, farklı anlatımları yansıtır. Tür olarak, manzara denildiğinde ya da bu sergide olduğu gibi bu türden çalışmalar bir araya getirildiğinde manzara üzerine farklı bir fikir edinebiliriz. “Herhangi bir doğa manzarası, kent manzarası ya da ekolojik manzaraya bakıldığında, estetik deneyim bakan gözün orada saklı duran güzelliği fark etmesiyle etkileşimli bir sürecin tetikleyicisi olacaktır. Bu bir tür matematiksel güzelliktir. Simetrinin, armoninin, biçimin, kalıpların, içsel ilişkilerin, düzenin, birliğin ve tüm bunların içerisindeki farklılıkların – ki farklılık güzelliktir – içerisinde yattığı manzara görüntüsü, öncelikle sanatçı tarafından keşfedilecek ve ardından yetkin bir biçimde kompoze edilecektir. Artık bunun bir adım sonrası izleyici tarafından orada yer alan güzelliklerin keşfedilmesi ve her bir parçasının dekode edilmesi olacaktır.   


Manzaralar sadece bir görüntünün taklidi ya da “manzara” hakkında bir üretim değildir, aynı zamanda manzaranın kendisi de bu dünyanın bir parçasıdır. Yaşamın içinden birer alıntıdır, Türkiye’de içinde bulunduğu hayli romantik (siyasal, kültürel ve sanatsal) süreç içerisinde bu yaşam anlarına manzaralar aracılığıyla şahit olmaktadır. Küratörün ve serginin zamanlamasının başarısının burada yattığı düşünülebilir. Kentsel dönüşüm, deprem riski taşıyan bölgelerin dönüştürülmesi, restorasyonlar, bakımlar ve onarımlar, yeşil alan projeleri, dinlence alanları vs. her bir girişim, daha mutlu ve huzurlu bir çevre adına resmi kurumlar, özel girişimler tarafından projelendirilirken, insan yaşamı sürekli evrilmekte ve etkileştiği çevre tarafından da dönüştürülmektedir.
Manzaranın kişiyi etkilemesi, kişinin manzarayı etkilemesi, doğanın ve kentin gelişimindeki diyalektik sürecin aynısıdır. Sanatçılarda bu durumun birer öznesi ve nesnesi olarak davranmakta, gündelik yaşamın içerisindeki önemli bir unsur olan manzaranın her türlüsünü içlerinde ya majör bir türün ürünü olarak ya da minör olarak çalışmalarının içerisinde sunmaktadır.  “Vadim O Kadar Yeşildi Ki!..” Türkiye’nin değişen manzarasının her bir farklı dönem, yaş kuşağı, cinsiyet ve yaklaşımlar açısından nasıl farklı olarak ele aldığının ve sunulduğunun önemli bir kesitini oluşturacak büyük bir sergi sunumu. Bizlere düşen görev de, hem böyle bir kesiti bizlere sunan girişimi tebrik etmek, ama bunun da ötesinde değişen bu manzaranın içerisindeki kodları deşifre etmektir.”
Bu sergi ile geçmişten günümüze kalan belge resimlerle yarına devredecek günümüz sanatçılarının işleri bir arada daha geniş bir perspektifle farklı bir değerlendirmeyi ya da karşılaştırmayı zorunlu kılmakta… 


Açılış: 02 Mart 2012 Cumartesi, Saat: 18.00
Yer: CKSM (Cennet Kültür ve Sanat Merkezi) Sergi Salonu

16 Ekim 2012 Salı

"DÜŞ YA DA GERÇEK" ŞAH - I MARAN






DÜŞ YA DA GERÇEK
“ŞAH-I MARAN”


Küratör: Erkan DOĞANAY

20 Ekim – 10 Aralık 2012
AÇILIŞ: 20 Ekim 2012 Cumartesi, Saat: 19.30
YER: CKSM (Cennet Kültür ve Sanat Merkezi Sergi Salonu)

"Her kim bu Şahmeran duasını okusa veya yanında götürse bin türlü derde dermandır."
Haza Şerhi Şahmaran

Doğu ve batı kaynaklı birçok efsane, edebi eser, halk sanatı ve günümüz çağdaş sanat eserlerinde “Şahmaran” imgesi kültürel, dini ve arketipsel bir anlamla yüklüdür. Binbir Gece Masalları’nda “Yılanların Kraliçesi Yemliha’nın Hikayesi” olarak bilinen ve Anadolu’nun farklı bölgelerinde değişik anlatım biçimleri olan Şahmeran hikayesi, aslında Mezopotamya kültürlerinin ortak bir motifidir. Bu masal, bazı ülkede incelendiği gibi Türkiye’de de pek çok sanatçı tarafından defalarca ele alınmıştır.
Evrensel bir anlatı olan Şahmaran, ihaneti, bilgeliği, iyilik ve kötülüğü temsil eder. Hint coğrafyasından İran’a ve oradan Anadolu’ya, Kafkasya ve Batı’ya aktarılmış, çeşitli varyantları oluşmuş evrensel bir hikayedir. Doğu’da yılan kadın, Batı’da göz göze geldiklerini taşa çeviren saçları yılan adam Medusa; şimdi yarı hayvan yarı insan yaratıkları sembolize eden en önemli motif Şahmaran, görsel anlatı diliyle aktarılıyor. Anadolu Halk Sanatının başlıca figürlerinden olan Şahmaran, cam altı boyama örnekleri, kumaş boyamaları, ahşap üzerine çeşitli gündelik ya da çeyizlik ev eşyaları üzerine oldukça sık işlenmiştir. Anadolu’da yatak odalarına, salonlara asılan Şahmaran resimleri bolluk, bereket sembolü olarak baş tacı edilmiş… Çünkü Anadolu’da Şahmaran’ın kıyamet gününe kadar koruyuculuğuna, insanları kötülüklerden koruyacağına inanılır. Şahmaran duaları edilir ve şifacı yönüne dikkat çekilir. Hatta Tarsus’ta bulunan Şahmaran Hamamı’nda (Ki rivayete göre Şahmaran burada öldürülmüştür ve duvarlardaki ve göbek taşındaki kırmızılığın ondan sıçrayan kan olduğuna ve bir türlü silinmediğe değinilir.) göbek taşına uzananın şifa bulduğu, gençleştiği rivayet edilir.



Edebiyatta; Şahmaran, Tomris UYAR (Şahmaran Hikayesi), Murathan MUNGAN (Cenk Hikayeleri / Şahmaran’ın Bacakları), Hilmi YAVUZ (Kuyu), Sennur SEZER (Şahmaran), Erhan BENER (Şahmeran Öyküsü), İsmail BÜYÜKTAŞ ( Şahmaran ve Hatemtay Hikayeleri), Luigi MALERBA ( İçimdeki Şahmaran), Muhsine Helimoğlu YAVUZ, Yücel FEYZİOĞLU ( Cırttan ile Şahmaran Kızı) gibi bazı yazarlar tarafından incelenmiş ve konu edilmiş Şahmaran, Halk sanatında önemli bir yer bulmuştur. Mehmet Ali KATRANCI, Hepsi Hikaye, Ebu Burak, Aynur OCAK; Günümüz Çağdaş Sanatçılarından Balkan Naci İSLİMYELİ, Serpil AKYIL, Ozan OGANER sergide Şahmaran yorumları ile yer alan isimlerden yalnızca bazılarıdır…
Müzisyen Gökhan TANACI, bu sergi için Şahmaran müziği besteledi.
Sergi paralelinde film ve belgesel gösterimleri, Şehir Tiyatroları’nın Şahmaran oyunu, edebiyat ve halk hikayeleri paralelinde çeşitli panel ve söyleşilerin düzenleneceği hikayenin devamını bu “ŞAHMARAN” sergisinde okuyabilir, hissedebilir, izleyebilir ya da duyabilirsiniz.

"DÜŞ YA DA GERÇEK" ŞAH - I MARAN

Yolu Şahmaran ile kesişenler:
Balkan Naci İSLİMYELİ, Serpil AKYIL, Erol DENEÇ, Yavuz KILIÇER, Hüseyin IŞIK, Ali Asker BAL, Süreyya OSKAY, Fatih ÖZKAFA, Ozan OGANER, Ümitcan GÖREN, Gökhan TANACI, Ali Can MEYDAN, Raziye KUBAT, Cem KIZILTUĞ, Orçun İLTER, Filiz SÜNNETÇİOĞLU, Mehmet AKKAYA, Fırat BİNGÖL, Fatma ŞAN

Camaltı ve Kumaş Boyama Örnekleri:
Nasra Şimmes HİNDİ (Nasra Teyze), Mehmet Ali KATRANCI, Aynur OCAK, Yaşar YUNUS, Hasan ÖZCAN,Sabri, Nuray GENCEL, Emine YEDİKUVVET, Ümit BAYKAL, Mehlika BAS, Ayşegül KAYA (Hepsi Hikaye),Tacettin TOPARLI (Ebu Burak)


http://www.evrensel.net/news.php?id=36766









8 Ekim 2012 Pazartesi

BRAND IT!


                         



Tarihsel bir süreçte fikir eseri üretmenin iç dinamiklerine yerleşmiş olan; izleyen ve sorgulayan tüm yapıları saf dışı ederek, gerçekte, yalnızca ETİKETLERİN sanatı tanımlayıp; dönemi içerisindeki yerini ve değerini belirleyebileceği yanılgısının, günümüzün değer yargılarıyla doğru orantılı olarak, inatla akıllara yerleştirilmeye çalışıldığı "MAL"ların dünyasında "markalaşmak" (branding-damgalamak) sanat eserini görünür/izlenebilir kılabilmenin, koşulsuz ve tek yolu olarak sunulmaktadır. 
Biz ise bu gerçek
ten hareketle hedef kitlesine ulaşamadan aksettiği somut malzemenin kalitesi, metresi ve coğrafi konumu üzerinden fiyatlandırılıp; nihayetindeyse yığınlar halinde karanlık depolarda hapsedilen "DÜŞÜNCE”nin üzerindeki bu görünmez etiketleri, görünür kılabilmek adına 12 Ekim 2012 tarihinde "rh+artgallery"de farklı disiplinlerden sanatçıların katılımıyla etiketlenip, markalaşmak üzere raflardaki yerimizi alıyoruz…

Uzun yıllardır Türkiye’nin sanat ortamında yüklendigi misyon bakımından öncü galeri olma özelligini koruyan rh+artgallery’de 12-30 Ekim 2012 tarihleri arasında"Günümüzün tüketim toplumunda sanatın ve sanatçının var olabilmek adına içineçekilmeye çalısıldıgı (markalanmak-damgalanmak) kavramlarına bir tepki olarak,farklı disiplinlerden bir çok sanatçının katılımlarıyla gerçeklesecek sanatçının ve izleyicinin olusturdugu çok sayıda etiketin eserlerin üzerine yerlestirilmesi mantıgına dayanan tepkisel ve eylemsel bir sergi hazırlanmaktadır.


İlgi Adalan 
Devrim Erbil
Ramiz Aydın
Tamer Başoğlu
Tomur Atagök
Süleyman Saim Tekcan
Ali Candaş
Oğuz Güler
Cihat Aral
Halis Başarır
Gülgün Başarır
Zahit Büyükişliyen
Fevzi Karakoç
Yücel Dönmez
Bedri Karayağmurlar
Habip Aydoğdu
Aydın Ayan
Ahmet Yeşil
Müfit İşler
Ercan Akçetin
Bedri Baykam
Reyhan Tezer
Ahmet Özel
Berna Erkün
Figen Batı
Ece Deryaoğlu
Ayça Karaca
Arzu Deveci
Hatice Türkeli
Kadir Ablak
Musa Güney
Handan Atan Günaydın
Yunus Emre Dokumacı
Erdinç Babat
Sezin Terzi
Recep Laçin
Serdal Kesgin
Eco
Abdülkerim Bozan
Fatoş Miralay
Ceyda Güler
Oya Silber
Ahu Aydemir Yüksel
İrfan Dönmez
Fırat Bingöl
Ebubekir Aydın
Emre Özçaylan
Mehmet Güzel
Medine Irak
Pınar Ceylan
Hakan Bakır
Bahar Oskay
Sevda Beder
Alpay Aksayar
Taylan Mintaş
Deniz Beşer
Ahmet Arslan
Mehmetcan Yaman
Semra Ay
Merve Turan
Ezgi Bilgin
Günsel Demirci
Itır Canan Özgenç
Filiz Kara Bilgin
Serpil Kaparkılıç
Sema Maskili


12 Ekim 2012 tarihinde "rh+artgallery