“Eve dönüş” olarak adlandırdığımız olgu, bireyin kendi kalıplarından çıkıp farklı bir coğrafyada hayata dair farklı söylemleri deneyimleme sürecinin sonucunda gerçekleştirdiği edimdir. Buraya varana dek birey, kendi geçmişi ile geleceği arasında yaşadığı ânı tekrar tekrar ele alır. Geçmiş ve geleceğinin çakışma noktasını yaşar. Bir bakıma kendi varoluşundan uzaklaşarak yeni bir aidiyeti sahiplenir. Farklı bir coğrafyada var olmanın getirdiği şaşkınlığını, - ki bu, sokağa adım atmayla başlayan uzamsal bir değişim ya da sadece bir kütüphanenin düşünsel coğrafyası olabilir - birbiriyle zıtlaşan söylemlerin çelişkisi üzerine kurmaya çalışır. Çelişkiler, bireyin zihinsel dünyasını zenginleştirir.
Uzaklık ve uzaklığın getirdiği yabancılık hissi, bireyi kendine aidiyet kurabileceği bir mekân bulma çabasına iter. Kendini var eden evden uzakta, yeniden farklı söylemler içinde bir yaşam alanı üretir. Düşünsel anlamda değişim halindeki kimlik, dıştan içe ve içten dışa yönelen bir döngünün etkisiyle yeniden şekillenir. Kökünden kopmuş bireyin var olma biçimi, ya yeni fikirlere açık olup farklı bir alıgı düzeyine geçmesi ya da farklı düşüncelere yabancı kalarak yersiz yurtsuzlaşmasıyla sonuçlanabilir. Algının değişimi ve gerilimli bir sürecin yarattığı bu “kökünden kopuş” sürecinde birey, sürekli dönüşümü yaşar. Düşünsel farklılığa kendini kapatmış olduğu sanrısına kapılsa da, zihinsel ya da uzamsal bir uzaklık durumu aracılığıyla birey, bilinçli ya da bilinçsiz bir dönüşümle kendini hiç bilmediği bir noktada bulacak, hemen ardından da başlangıç noktasına dönebilmenin yollarını araştıracaktır. Sonuç olarak geri döndüğü yer hareket ettiğinden çok ayrıksı da olsa, artık bireyin evi haline gelecektir.
Sanatçılar:
Can Ertaş
Fırat Bingöl
Feza Velicangil
Koray Ekremoğlu
Guido Casaretto
Orhan Cem Çetin
Tunca Subaşı
Yağız Özgen
Sena Başöz